SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 515 >>

بَاب رَفْعِ الصَّوْتِ بِالْأَذَانِ

31. Ezan'ı Yüksek Sesle Okumak

 

حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ النَّمَرِيُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِي عُثْمَانَ عَنْ أَبِي يَحْيَى عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ الْمُؤَذِّنُ يُغْفَرُ لَهُ مَدَى صَوْتِهِ وَيَشْهَدُ لَهُ كُلُّ رَطْبٍ وَيَابِسٍ وَشَاهِدُ الصَّلَاةِ يُكْتَبُ لَهُ خَمْسٌ وَعِشْرُونَ صَلَاةً وَيُكَفَّرُ عَنْهُ مَا بَيْنَهُمَا

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müezzin sesinin (ulaştığı yer) miktarınca mağfirete erişir, kuru ve yaş (ne varsa) ona şahitlik eder. (Cemaatle) namaz kılan kimseye de yirmi beş namaz (sevabı) yazılır ve ondan (cemaatle kıldığı) iki namaz arasındaki (küçük günahlar) affedilir"

 

 

Diğer tahric: Buhari, ezan; Nesai, ezan; İbn Mace, ezan; Ahmed b. Hanbel.II, 136, 266, 411, 429, 458, 461; IV, 284.

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis-i şeriften müezzinin sesinin çıktığı nisbette mağfirette olacağı anlaşılıyor. Müezzinin bulunduğu yer ile se­sinin eriştiği son nokta arasındaki mesafe müezzinin günahlarıyla dolu olsa, bütün bu günahların ezan sebebiyle affedileceği hadis şarihlerince açıklan­mıştır. Bazı alimler bu mağfiretin kapsamı İçine cemaati de sokan tefsirler yapmışlar, ezanı işitip de cemaatle namaza gelen herkesin günahlarının af­fedileceğini söylemişlerdir. Bazı alimler de "Müezzinin bulunduğu nokta­dan sesinin eriştiği son noktaya kadar olan mesafe üzerinde işlemiş olduğu bütün günahları affolunur" şeklinde yorumda bulunmuşlardır.

 

Yine bu hadis-i şerifte kuru ve yaş her şeyin kıyamet gününde müezzi­nin lehine şahitlikle bulunacağına işaret edilmektedir. Nitekim Buharî'nin bir hadisi bunu açıkça ifade etmektedir.   bk. Buharî, ezan; tevhîd; bedü'l-hak; muvatta', nida

 

Bu şahitliğin nasıl olacağı konusunda da ilim adamları tarafından çeşit­li tefsirler yapılmıştır. îbn Hacer bu konuda şunları söylemektedir: Kıyamet gününde Allah Teala'nın bu cansız varlıklara bir hayat ve konuşma kabili­yeti vermesi ve bu sayede onların da şahadette bulunması mümkündür. As­lında bütün varlıklarda -insanın idrak etmediği ve yaratılış hikmetlerine uygun bir çeşit- ilim ve idrak bulunduğu ve Allah'ı' tesbih ettikleri bilinen bir gerçektir Nitekim bu gerçek şu ayet-i kerimelerde beyan edilmiştir: "Taş­ların öylesi var ki; içinden nehirler kaynıyor, öylesi var ki çatlıyor da bağ­rından sular akıyor ve öylesi var ki Allah'ın haşyetinden (yerlere) yuvarlanıyor. Allah yaptıklarınızdan gafil değildir"[Bakara 74 ]

 

Yani o taşlar yağmurlar, kasırgalar, zelzeleler gibi kudret-i ilahiyeyi gös­teren ayat-ı ilahiyye'den müteessir olarak Allah korkusundan her halde dü­şer yuvarlanır yerinden oynar. Halbuki sizin kalpleriniz bu kadar zahir ayetler karşısında zerre kadar müteessir olmaz! Tergîbü terhîbden bir eser duymaz" Hak Dini Kur'an Dili, I, 389.

 

Hiç bir şey yoktur ki onu hamdiyle tesbih etmesin ve lakin siz onların tesbihlerini iyi anlayamazsınız"[İsra 44] Elmalılı Merhum bu ayet-i kerimenin tef­sirinde şunları söylemektedir: "Çokları bu tesbihin lisan-ı hal ile delalet ve­ya halin kalden camm olduğuna kail olmuşlardır. Fakat bazı tefsirciler manayı hakikisi üzere kavlen tesbih demek olduğunda ısrar etmiştir. Ekseriyyetin kavli ukul-i avamaa emess görünürse de Alusî tefsirinde tafsil olunduğu üzere Resulullah'ın elinde taşların tesbihinin duyulması gibi birçok ehadis ve asar-ı varide bazın kavlini te'yid etmektedir. Muhyiddin-i Arabi ve sair birçok sofiyye dahi buna kaildirler." Hak Dini kur'an Dili, V, 3181.

 

Nitekim ehl-i sünnetin görüşünün bu merkezde olduğu el-Bağavî.tara­fından ifade edilmektedir. Ayrıca kurdun ve öküzün konuşmaları da bu ko­nuda en ufak bir şüphe bırakmayacak deredece kuvvetli birer delildir.[Bu hususta tafsilat için bk. Şifa-i Şerîf, trc. F. Yavuz, I, 94-ßO8.]

 

Bütün varlıkların müezzin için şahitlikte bulunmasının hikmeti ise, "Mü­ezzinin fazilet ve yüksek derecesinin her tarafa yayılmasını ve takdirle karşı­lanmasını sağlamaktır" şeklinde izah edilmiştir.

 

Yine bu hadisteki cemaatle namaz kılan kimsenin iki namazı arasında­ki günahlarının affolacağı ifadesindeki günahlardan maksat, bazılarına gö­re küçük günahlar ise de bazılarına göre kul haklarının dışında kalan bütün günahlardır.